Loading

İğnedere

Dere, İğnedere, Eğnebegü Deresi ve İne Deresi… Tüm bu isimler tarih boyunca İğnedere köyünün aldığı isimlerden bazıları… 1531 ve 1575 tarihlerinde yayınlanan tahrir defterlerinde Dere veya Eynesi (İnesi olarak da okunur) olarak geçen köyde kayıtlara göre o dönemde 16 hane ve 78 nüfus vardır.  

 

Köyün muhtemel kurucuları olan İnebeğler, İnebeğli, İnesi, İnesili adını taşıyan Yörük cemaatlerinin tarih boyunca Maraş’tan Adana’ya, Ordu’dan Rumeli’ye kadar yayıldıkları görülmektedir. Bu yöreye gelerek İğnederesi köyünün kurulduğu alana yerleşen Yörük cemaatinin izleri bugün halen köyde kendini göstermektedir. Kaynaklarda 1575 tarihlerinde İğnedere’de köy arazilerinde pamuk ve keten gibi kumaş endüstrisinin ham maddeleri yetiştirildiği görülmektedir. Ayrıca tapu ve tahrir defterlerinde görülen ağıl ve otlak vergileri yörede hayvancılık da yapıldığını göstermektedir. 

 

İğnedere bugün az nüfuslu ve kuytuda kalmış bir köy gibi görünmesine karşın, çok zarif ve tek tonoz kemerli köprüsü, Hicri 1162 tarihli kitabesi bulunan ancak daha küçük bir boyutta yeniden inşa edilen camii ve iki ayrı çeşmesi ile Osmanlı döneminin izlerinin halen yaşadığı bir köydür. Genellikle bir kervan yolunun üzerinde rastlamaya alıştığımız bu tür bir köprü, bugün tüm sapalığına karşın belki de Foça-Manisa ve/veya Çukurköy-Güzelhisar-Manisa bağlantılı ve bu köyden geçen eski bir kervan yolunun varlığını göstermektedir. Köprü, köyün ismini alan İğnedere üzerinde tek gözlü olarak kesme taştan yapılmıştır. Yakın zamanda restorasyondan geçirildiği anlaşılan köprü günümüzde halen sağlamdır ve vatandaşlar tarafından kullanılmaktadır. 

 

Menemen’in en güzel köylerinden biri olan İğnedere’de, bugün tarım ve hayvancılık ile geçinilmekte ve üzüm, pamuk, mısır, ıspanak üretimi yapılmaktadır. 2019 nüfus sayımına göre 115 kişinin yaşadığı köy, doğası, güzel evleri ve sıcakkanlı insanları ile görülmeye değer bir gezi noktası.