Buruncuk
Adına ilk kez 1531 yılı kayıtlarında Büyük Buruncuk olarak rastlanan köy bugün sadece Buruncuk olarak anılıyor. Dumanlı Dağ’ın batıya doğru en son uzantısı olan, yaslandığı tepenin konumundan adını aldığı tahmin edilen Buruncuk’un, uzun zaman önce unutulmuş olan diğer adı Bağlarca ise çevrenin bugün de olduğu gibi üzüm bağları ile yüklü olduğunu gösteriyor. Köyün bugün harabe halinde olan ilk yerleşimi Buruncuktepe’nin güneye bakan yamacı üzerinde bulunuyordu. Köy 1950’li yıllarda tepenin batı eteğinden geçen İzmir-Çanakkale yolunun üzerine taşınmış.
Büyük Buruncuk köyü 1531 yılı Osmanlı kayıtlarında Sancakbeyliği olarak geçiyor. 36 hane ve 210 nüfusu bulunan köye bağlı bir de Küçük Buruncuk adında bir mezra bulunuyor. 1575 yılındaki kayıtlarda ise herhangi bir kaydı olmayıp köyün bu tarihte boş olduğu anlaşılmaktadır. 1826-1838 yılları Menemen Şeriye Sicili’ndeki masraf listesinde adı bulunan Buruncuk’un, 1890 yılı Aydın Vilayeti Salnamesi’nde 145, 1927/1928 İzmir Vilayeti Salnamesi’nde 116 nüfus kaydı vardır. Menemen merkeze uzaklığı 7 km olan Buruncuk’un 2021 verilerine göre nüfusu ise 452’dir.
Larissa Antik Kenti
Köyün yaslanmış olduğu Buruncuktepe’nin üzerinde Güney Aiolis bölgesinin en eski ve en stratejik kentlerinden birisi olan Larissa bulunuyor. Köye 500 metre mesafede olan Larissa, luvi-pelasgos dilinde Lar(a)-İsaa’dan gelir ve ‘Kum-Kent’ anlamını taşır. Larissa Kenti, Gediz(Homeros) Nehri’nin taşıdığı alüvyonlarla dolmadan önce Ege kıyısında bir kıyı kenti idi. Çevresinde bu dolgu oluşmadan önce diğer kıyı şehirleri ise, Panaztepe, Geren, Höyücek yerleşimleriydi. Larissa Antik Kentinde, Osmanlı döneminde başlayan kazılar (1902) sonucunda, M.Ö. 700 yıllarından kalma kent Akropolisi’nde günümüze yalnızca kent surları gelebilmiştir. Bulunan 3 saray kalıntısı ve M.Ö. 6. yüzyıla ait dinsel yapıların temelleri günümüzde açığa çıkarılmıştır. Kentten çıkarılan eserlerden toprak yapıtların bir bölümü Stockholm Müzesi’nde, arkaik dönem buluntuları İzmir Müzesi’nde, bir kısım pişmiş toprak ve keramik buluntular ise İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.