Belenköy
Günümüzde sadece Belen olarak bilinen mahallenin adı 16. yüzyıl Osmanlı dönemi Tapu-Kadastro Defterleri’nde Asunbeğlü veya Asumbeğlü olarak görünüyor. Çok uzun bir zaman önce unutulan ve köylülerin dahi bilmediği bu isim köyün muhtemel kurucusu Yörükan aşiretinden Asımbeyli adında bir cemaat ile ilişkili olduğu tahmin ediliyor. 17. yüzyıldan itibaren Karahisar-ı Şarki Sancağı’nın Bayramlı Kazası’na iskan edilen Asımbeyli cemaatinin varlığı biliniyor.
Asımbeyli adının geçtiği en eski belge (Hicri 930, Miladi 1524 yılı) Saruhanoğlu İshak Çelebi’nin Baba Haykıran Zaviyesi’ne bir çiftlik yer ve binası ile birlikte bir bahçe vakf etmesi ile ilişkilidir. Söz konusu bir çiftlik yer ve bahçe o dönemde Belen’in arazisi içinde yer alan bugünkü Haykıran köyündedir. Bu vakfın beratı Saruhanoğlu İshat Çelebi (yaklaşık 1357 yıllarında) tarafından verilmiş, daha sonra Fatih Sultan Mehmet döneminde de yenilenmiştir. Gerek Asumbeyli köyü gerekse Baba Haykıran Zaviyesi Menemen’in Türkleştirilmesi döneminde kurulmuş. Bugünkü Haykıran’a adını veren ve geçen yüzyılda türbesi hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar tarafından ziyaret edilen Baba Haykıran’ın (Haykıran Dede) Asımbeyli’nin ve çevredeki diğer komşu köylerin kuruluşunda katkısı olan bir dervişve burada kurduğu zaviye ile gelip geçen yolcuların ihtiyaçlarını karşılamış tanımadıkları bir ülkeye gelen Türkmen-Yörük cemaatlerine kılavuzluk yapan bir alperen olduğu anlaşılıyor.
Köylülerin ifadelerine göre, köyün ilk yerleşim yeri Çukurköy yolu üzerinde Eski Belen adı verilen bugünkü Kızılgöl mevkiinde bulunuyordu. Bugünkü iskanın köyün eski yaylası olması mümkün. Belen adını köyün üzerinde kademe kademe yükselen Belentepe (217 m. rakım) ve Kızılgöltepe’nin konumundan almış olduğu tahmin ediliyor. Bu iki tepe Dumanlı Dağ’ın Gediz Ovası’na en fazla girdiği yükseltiler olarak dikkati çekiyor ve vadi içlerinde olan Yanık, Doğa, Haykıran köylerine nazaran bölgeye hakim bir konumda bulunuyor. Belki de bu nedenden dolayı Dumanlı’nın güney eteklerindeki en eski köydür. Sözlüklerde Belen sözcüğü sarp yer, dağın beli, geçit yeri anlamında kullanılıyor. Köy Gediz’in kuzey sahilinde doğu-batı doğrultulu bir karayolunun geçtiği stratejik bir geçit üzerinde ve adına uygun bir konumda bulunuyor.
1500 dekar arazisi bulunan Belen mahallesinde halkın yüzde 40’ının ekip biçecekleri arazileri vardır ve genellikle bağcılık ve pamuk üretimi ile geçimlerini sağlarlar. Köyde hayvancılıkla uğraşanların sayısı oldukça azdır.